“Öyle
bir ruzigar ki,
Kendi
gitti,
Adı
bile kalmadı yadigar,
Yalnız
tek bir beyit kaldı kahve ocağında el yazısıyla yazılmış :
“Ölüm
Allahın emri”
“Ayrılık
olmasaydı”
Robin
Williams’ın Aşkın Gücü adlı filmini seyrederken aklıma Orhan Veli’nin Kitabe-i
Seng-i Mezar adlı şiirinin son mısraları geldi. Chris (Robin Williams) kendi cenaze töreninde ruhunun dünyadaki son
anlarında eşi, perişan vaziyette Anie’ye sokulur tıpkı Ghost filminde Patrick
Swayze’nin Demie Moore’a sokulduğu gibi. Onu öteki dünyaya götürecek Melek
şöyle der Chris’e “Sen yok olmadın, sadece öldün.” Bu fantastik-romantik
türdeki filmin sloganıysa filmi özetler nerdeyse: “Yaşamdan sonra pek çok şey
var…”
Kapalı, kasvetli ve koyu gri bir Eylül pazarı. Havada ölüme benzer bir şeyler var. Edebiyat ve sinemayla atmosferi değiştirmeye çalışıyorum.
Filme
okumakta olduğum Murat Gülsoy’un Baba, Oğul ve Kutsal Roman’ adlı romanına ara
verdiğimde geçmiştim. Tesadüf ki en son okuduğum bölümde de ölüm teması var. “Ne
içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında.” Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Aşiyan’daki
mezar taşında yazılıdır. Romanın yazar olan karakteri Tanpınar’ın mezartaşını
kendine bir Axis Mundi olarak belirler, sonra şu satırları okuruz : “Aslında
ölümden korkmuyorum. Korktuğum bu değil, hayır. Ölümle asla karşılaşmaz insan,
dolayısıyla korktuğu da bu olamaz, benim korktuğum, korku da değil bu, belki
kaygı denebilir, evet, kaygıya daha yakın, bir gün gelip de var olmayacak
olduğunu bilmek. Ve daha kötüsü o günün çok yakında olduğunu hissetmek.
Dolayısıyla yaşanacak şeylerin ne kadar azaldığını fark edip dehşete kapılmak.”
Ölmekten korkmak değil, bir gün gelip de var olmayacağını bilmek. Az önce seyretmekte olduğum filmdeki meleğin Chris’e söyledikleri : “Sen yok olmadın, sadece öldün.” Romandan ve filmden aldığım ölüme dair kesitlerdeki iki farklı görüş. İki ayrı dünya görüşü dolayısıyla iki ahret inancı. Metafizik ve dünyevi…
İki
farklı sanat türünde peşi peşine tesadüf ettiğim ölüm imgesinin
çağrıştırdıkları…
“Sen
yok olmadın, sadece öldün.”
Sanki
daha teselli verici…